Translate

28 Nisan 2014 Pazartesi

Bir can, bir nefes

Bu blog ilk oluştuğunda hamilelik aklımdan geçen son şeydi. 
Tek düşüncem nereye gitsek, nereleri gezsek?
Sevgilimle nerede ne zaman ayarlasak da buluşsak idi...
Evlendikten sonra 1 seneden fazla bir zaman bu şekilde geçti zaten.
ama arada bir yerde sevgiliminde yoğun baskıları bende filizlenmeye başladı sanırım ve çocuk fikri
o kadar da uzak gelmemeye başladı.
Sonrası zaten plansız.
Pat diye içime düştü bir can, bir nefes...
Beni allak bullak etti.
Hala da ediyor :)
Sevgilimle hayatımızı tamamen değiştirdi.
Sonunda uzak olamanın artık imkansız hale geldiği dank etti ikimize de
Sevgilim Arap diyarlarından temelli dönüş yaptı.
28. hafta
Minik kızım daha doğmadan bizi kavuşturdu.
Uzun zaman, kısa aralıklarla görüştüğümüz için klasik evli çift
hayatımız hiç olmamıştı.
Biz hep sevgili modunda geçirdik yıllarımızı.
Hep 5 gün, 10 gün buluşmalardı, tatil tadında geçen...
Geri kalan günlerde de yine, yeniden yapılan buluşma planları, sabırsızlıkla gün sayarak geçen haftalar.
Oysa hep, her gün birlikte uyuyup, gün sınırı olmadan birlikte uyanmayı özledik durduk.
Klasik ve monoton olsa ilişkimiz, hatta sıkılsak ara ara birbirimizden bile dedik.
Akşam eve gelip  ne yemek yiyeceğiz diye düşünüceğimiz, sonra kanepede dandik bir diziyi izlerken uyuyakalacağımız bir yaşam hayal ettik.
Annemler, kayınvaldemler misafirlikler, eş dost gezmeler, düğün dernek hepsini beraber yaşamak,
Çok dağınıksın diye söylenmek, ufak şeyler için tartışmak belki...
Başkasına ne kadar saçma gelse de bizim özlemini çektiğimiz şeyler bunlardı.
Buna da bir check attık sayesinde minik yumurcağın. :)
Aylardır sevgilimle aynı evde yaşıyoruz ve klasik evli çiftlere o kadar özendikten sonra
sonunda bizde öyle olduk diyebilirim .

Şimdi o kadar zaman ayrı ülkelerde nasıl yaşamışız, aklım almıyor.
Bu sadece Lina'nın daha doğmadan değiştirdiği en önemli şey hayatımızda
Bunun gibi başka neler var.
Bakalım doğunca neler yapacak bize,
Artık sabırsızlıkla bekliyoruz.
Gelsin bir an önce...