Translate

expat hayatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
expat hayatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Eylül 2016 Perşembe

Cezayir Rehberi

1,5 senelik Cezayir maceramızın sonuna geldik. Ama Cezayir'e ve oraya daha sonradan gideceklere bir borcum vardı.  Bu yazıyı yazmadan Cezayir defterini kapatmak istemedim.
ilk defa Cezayir'e taşınacağımız belli olduğunda internette bloglarda aramış ve genel hatlarıyla bir şeyler bulmuş olsam da ayrıntılı, nerede ne yenir, nereye gidilir pek fazla bir bilgi edinememiştim. Üstelik Cezayir'e gittiyseniz veya gitmeyi planlıyorsanız görüceksiniz ki, yaşayacağınız en büyük sıkıntı sosyal hayatınızın olmaması olacak. Yemek yemeye, kahve içmeye, arkadaşlarınızla buluşmaya gidecek bir yer bulmak inanılmaz zor olacaktır.
Ben Cezayir'e gitmeden önce keşke nereye gidilir nerede ne yenir, ayrıntılı bir kaynak olsa diye internette çok gezmiş ama çokta fazla bir şey bulamamıştım.

Ben yaşayacağım yerin iyi semtlerini,
eğlence mekanlarını,
yemek yemek için gidilmesi gereken yerleri ,
alışveriş için nerelerde ne bakılacağını filan bilmek isterim.

ilk taşındığımız zamanlar geliyor da şimdi aklıma
ne cahillik ne bilmezlik, ne acınası durumlar içindeymişiz diyorum.
Üstelik sevgilim sık sık gidip geliyor ve az çok biliyordu oraları.
Ama yaşadıkça öğreniyor insan
biz 1,5 sene kaldık ama açıkçası uzun zamandır Cezayir'de yaşayan arkadaşlarım olmasa bu yazıyı da yazamazdım. O yüzden başlamadan teşekkür edeyim onlara, hem can yoldaşı oldukları, günlerin güzel geçmesini sağladıkları için, hemde önerdikleri her bir yeni mekan için...

Cezayir de yaşayan Türk sayısı oldukça fazla o yüzden sanırım bir kaç düzgün mekan var her birinde tanıdık görme olasılığınız çok fazla.

Öncelikle Türk restoranlarından başlayalım
Yeni açılıp gözümüzün nuru olan Turcomania. Dely İbrahimde. Ancak yeri biraz karışık. Dely İbrahim'in sonunda seramikçilerin olduğu sokağı geçip karakolun oradan sağa dönmeniz gerekiyor.

Bir diğer Türk restoranı bizim evin karşısındaki İstanbul restoran. Cheraga'da. Ancak çok tercih ettiğimizi söyleyemeyeceğim.
Turkomania'nın bir şubesi de yakın zamanda Bab Ezzuar alışveriş merkezine açıldı. Avm de düzgün temiz yemek için süper bir tercih. Hatta biz ramazanda iftara bile gitmiştik.

Balık yemek için neredeyse Tüm Türklerin tercih ettiği yer Madraktır.
Orda bir sürü farklı mekan var sıra sıra ama nedense biz ve hatta tanıdığım tüm arkadaşlarım hep en sondakine gidiyoruz.
İsmi : Le Sauveur Sur La Madrague.
İçkili olması, temiz olması tercih sebebimiz sanırım.

Diğer içkili mekanların neredeyse çoğu Makam Şehitte bulunuyor.
Tantra,Piano,.tavsiye edebileceklerim.

Herkesin bildiği ama artık çok fazla tercih edilmeyen Hipopotamus var.  Val hydra da
tam yanında bizim de çok beğendiğimiz Signature var.
Biraz ilerisinde ve sağ tarafta cafe olarak bahçe içinde olduğu için gidebileceğiniz Le Patio var.

Bir diğer favorimiz Hint yemeği söz konusu olunca Tac Mahal.. o da Dely İbrahimde. Biz Haftada bir gidip kendimizi kaybedercesine yemek yiyorduk.
Cheraga da şık ve güzel bir restoran L' auberge Du Moulin.  Değirmeni uzaktan seçersiniz zaten hemen.
Son zamanlarda Sidi Yahya'da yeni açılan L'atelier Alger de bir anda beğenilen yerler listesine girmişti.
Bunlar bizim tercih ettiğimiz mekanlardı.
Bunların dışında iyi ki var dediğimiz otellerin restoranları var.
İlk sırada söylemeden geçemeyeceğim, Shereton'ın İtalyan restoranı ve tepenyakisi var tabiki.
Dünyanın en pahalı sushisi ama evet sushi işte... Otel olduğu için içki opsiyonu da bulunuyor tabi ki.

İkinci olarak Çin Japon mutfağı olarak El Cezayir otelinin restoranını sayabilirim sanırım. Ayrıca yazları Sheraton'ın deniz kıyısındaki restoranı ve kışın ise iç taraftaki açık büfe restoranı da gidilebilecek yerler arasında. Shereton'a sadece bişeyler içmek için veya kahve, tatlı içinde gidebilirsiniz. Biz gündüz oturmasına ara sıra gidiyorduk.

El Auraissi'nin teras manzarası
Ve otel El Auraissi'nin teras manzarası da bir şeyler içmek için gayet güzel. Orada yemek yok ama manzaraya karşı içkinizi yudumlayabilirsiniz.  İç taraftaki İtalyan restoranları da gidilesi.

Genel olarak otellerde takılmaya lobilerine ve restoranlarına alışın derim. Vakit geçirmek için daha iyi tercihiniz olmadığı için iyi birer seçenek oluyor.

Bunların dışında California Cafe var. Hydra da. Starbucks çakması kahveleri ve Cezayir'e göre nispeten lezzetli hamburgerleriyle büyük bahçesinde sadece Expatların değil, Cezayir gençlerinin de gözdesi.

PİZZA PİNO'DAN görünüş
Denize sıfır bir şeyler yiyelim ama yemekler orta karar olsa da olur derseniz, Pizza Pino var. Sidi Fredj'de. yerini bulmanız zor olacaktır ara sokaklardan birinde olduğu için. Ama hava güzelse Cezayir'de denize sıfır az yer var oturacak gidin deneyin derim.


El Cezayir otelinin botanik bahçesi



Bunların dışında, çocukluysanız açık havada ağaçların arasında vakit geçirebileceğiniz EL Cezayir otelinin bahçesini tavsiye ederim. Ayrıca uygun fiyatlı içki menüsüyle ve zeytin ikramıyla da mest etmekte.


El Cezayir otelinin bahçesi

































Vee gelelim en sevdiğim mekana tabi ki Cezayir dedin mi tatlı ve dondurmalardan bahsetmeden geçemeyiz. En güzel tatlıyı ve en şahane dondurmayı nerede yeriz dersiniz? Noor El Hani pastanesi derim tabi ki. Burası Cezayir'in en eski pastanelerinden ve de bir kaç yerde şubesi bulunuyor. Bize en yakın şubesi Cheraga'daydı ve aynı zamanda alt katı da restoran olarak hizmet veriyordu. Biz restorananına da bir iki kez gitmiş ve yemeklerini çok beğenmiştik. Hele ki yemek üstü harika tatlılardan da yeme şansınızın olması şahane oluyor gerçekten. Aynı zamanda ekmekleri, crossant'ları da muhteşemdir aklınızda bulunsun. Val hydra da da büyük bir şubesi var.
nour el hani cheraga ile ilgili görsel sonucu
Noor El Hani pastanesi
nour el hani cheraga ile ilgili görsel sonucu
nour el hani cheraga ile ilgili görsel sonucu

Aslında Alger'de çoğunlukla çok lezzetli dondurma bulmak ve yemek mümkün. Dely İbrahim de Kokkinos Gelato, Sidi Yahya da ve Cheraga da Bueno Gelato ve daha adını unuttuğum bir sürü dondurmacı hepsi Türkiye'de yiyebileceğiniz en iyi dondurmadan daha güzeldir. Hatta oradaki dondurmalara alışıp, Türkiye de dondurma yiyemez hale de gelebilirsiniz benden söylemesi.

Alışveriş diyince Carrefour ve içindeki mağazalar, Bab Ezzuar ve içindeki mağazalar dışında çok bilgim yok açıkcası. biz cezayirde fazla alışveriş yapmadık, gerekte olmadı zaten. Cezayir'de kaldığımız süre boyunca giyim alışverişini Zaradan yaptık o da çok gerek duyarsak. Zaranın fiyatlarının %30 daha ucuz olduğunu da belirtmeden geçemicem ;)

Benim aklıma gelenler bunlardı. Umarım birilerine faydası dokunur. Biz ayrıldıktan sonra yeni yerler açılmıştır umarım ve yine söylemeliyim ki daha önce de belirttiğim gibi bunlar benim bildiğim ve bizzat gittiğim yerlerdi. Gitmediğim yerlerle ilgili bir şey yazmak istemedim.

Cezayir'e yerleşecek arkadaşlara bol şans ve mutluluk
Cezayir'de yaşayan arkadaşlarıma ise selam olsun..

7 Mart 2015 Cumartesi

Bonjour :)

Yeniden  merhaba 
Bu merhaba Cezayir’den .. 
Gelişimiz o kadar hızlı oldu ki ha gittik ha gideceğiz derken bir gün önce kesinleşp apar topar haftalardır açık duran valizleri bir günde toparlayarak çıktık yola.





Geleli 1 haftayı geçti ancak yazabiliyorum. Tabi bunda full time anneliğin etkisi büyük takdir edersiniz ki..
Biz gelmeden Oben burada ev tutmuştu. Yani geldiğimizde eşyalarıyla bizi bekleyen bir evimiz vardı zaten aksi bebekle çok zor olurdu. Ama ev ihtiyaç o kadar çok ki hala eksiklerimiz var ve zaman buldukça dışarı çıkıp halletmeye çalışıyoruz. Lina’ya gelir gelmez bir yatak ve mama sandalyesi alıp onun en azından alışık olduğu şekilde uyumasını ve yemesini sağlamaya çalıştık ki benim için en önemlisi düzenini bir an önce eskisi gibi ayarlamaktı. Ancak bebekler bizden daha hassaslar ve resmen her değişikliği sonuna kadar hissediyorlar. Kalabalığa alışık olan çocuk bir anda sadece anne ve babasıyla kalınca şaşırdı tabi. 1 haftadır inanılmaz huysuz ve huzursuz. Gece uykuları da bozuldu gece birkaç defa ağlayarak uyanıyor. Zamanla düzeleceğini umuyorum. Neyse ki artık eve alıştı ilk günler etrafa Nurella gibi bakınıp, ne biçim ev modunda takılıyordu. 
yeni evimizden bir kare 
Biz buraya gelmeden Oben ev bakarken biraz araştırma yaptık Cezayir’in iyi semtlerini araştırdık. Expatların yoğun yaşadığı yerlere, siteler e baktık. Bizim oturduğumuz bölge de sitede böyle. Birkaç tane daha bu tarz site bulunuyordu ama burayı tercih etmemizdeki en büyük neden, etrafının çarşı diyebileceğimiz şekilde çevrelenmiş bir mahallede olması. Esnafın bol olduğu bebek mağazalarının market ve bakkalların olduğu (evet burda bakkallar çok) bir semt olmasıydı. Siteden çıkıp, birkaç km yürümemize imkan olması büyük kolaylık gerçekten. Biz cherega da oturuyoruz. Ve kaldığımız site güvenlikli buraya göre biraz daha lüks sayılabilecek olanaklara sahip ve sadece birkaç ay önce yapımı tamamlandığı için evler yepyeni. Bu da burada çok sık rastlamadığınız bir şey. Arabayla giderken gördüğüm evler, apartmanlar o kadar eski ki, öyle binalarda otursak temizlik ve tesisatla ilgili çok problem yaşayabilirdik.
Çocuğunuz olunca hayata farklı bakmaya başlıyorsunuz. Hatta ev bile gözünüzde farklı bir anlam kazanıyor. Bizde her şeyden önce burada attığımız her adımda Lina’yı düşünerek seçim yapmaya çalıştık. Sitede çocuk bahçesinin olması ve bütün gün evde Oben olmadan kalacağımız için olabildiğince güvenli olması ilk koşullarımızdı.  Şimdilik evimizden gayet memnunuz.
Semt olarak Dely İbrahim, Cherega, Hydra gibi semtler daha nezih ve yabancıların çok olduğu semtler.  Buralarda sokakta kadın olarak yalnız yürüseniz de kimse sizi rahatsız etmiyor. Diğer yerleri henüz görme fırsatım olmadı. Burada 1 haftadır her gün dışarı çıktık. Lina’yı pusetine koyup markete , eczaneye ıvır zıvır almaya her şeyi bahane edip her fırsatta dışarı attık kendimizi. Hiç rahatsız olacağımız bir durum olmadı. Sadece bunu belirtmem lazım yabancı olduğumuz giyimimizden ve tipimizden belli olduğu için büyük ihtimal herkesin bize bakması dışında rahatsız olunacak bir durum olmadı.
balkon manzaramız 
Gelelim diğer konulara, bebek eşyaları konusunda ben tedbirli gelmiştim ama alt açma bezi dışında her şeyi marketlerde bulmak mümkün. Chicco’nun her ürünü her yerde satılıyor, üstelik %30-40 daha ucuz. Bebek mamaları da öyle %40 daha ucuz Türkiye’ye göre.
Sonra Çilek mobilya var. Bebek gereçleri, oyuncakları konusunda da oldukça fazla seçenek var ama oyuncaklar Türkiyeye göre biraz daha pahalı.

Market alışverişi üç aşağı beş yukarı aynı diyeblirim . Şu ana kadar bir tane Fransız pastanesi bulduk. Evin karşısında dışarıdan nispeten diğer yerlere göre daha düzgün gözüküyordu. Croissantları ve macaronları çok lezzetliydi. Bir gün gidip yukarıdaki oturma yerinde oturalım dedik ama tam bir hayal kırıklığı oldu. Burada cafe restoran kültürü hiç gelişmemiş. Düşünün koca şehirde sadece bir tane alışveriş merkezi var. Kapitalizm daha buralara pek uğramamış yani.
Birkaç tane uluslararası otel  var onların restoranları güzel ve şık. Gün geçtikçe yeni bir yer keşfediyoruz yemek içmek anlamında.
 Kısacası sosyal anlamda yapılacak şey çok az. Şehir şaşırtıcı şekilde yemyeşil. Çöl çok iç taraflarda kalıyor. Burası akdeniz ikliminin etkisinde. Geldiğimiz gün dışında hava 20 derece civarındaydı. Ama yağmur da başladı mı birkaç gün sürüyor. Fırtına ve yağmur kışın buradan eksik olmuyormuş.

Bakalım bizi neler bekliyor. Keşfettikçe yazmaya devam :)