Translate

7 Mart 2015 Cumartesi

Bonjour :)

Yeniden  merhaba 
Bu merhaba Cezayir’den .. 
Gelişimiz o kadar hızlı oldu ki ha gittik ha gideceğiz derken bir gün önce kesinleşp apar topar haftalardır açık duran valizleri bir günde toparlayarak çıktık yola.





Geleli 1 haftayı geçti ancak yazabiliyorum. Tabi bunda full time anneliğin etkisi büyük takdir edersiniz ki..
Biz gelmeden Oben burada ev tutmuştu. Yani geldiğimizde eşyalarıyla bizi bekleyen bir evimiz vardı zaten aksi bebekle çok zor olurdu. Ama ev ihtiyaç o kadar çok ki hala eksiklerimiz var ve zaman buldukça dışarı çıkıp halletmeye çalışıyoruz. Lina’ya gelir gelmez bir yatak ve mama sandalyesi alıp onun en azından alışık olduğu şekilde uyumasını ve yemesini sağlamaya çalıştık ki benim için en önemlisi düzenini bir an önce eskisi gibi ayarlamaktı. Ancak bebekler bizden daha hassaslar ve resmen her değişikliği sonuna kadar hissediyorlar. Kalabalığa alışık olan çocuk bir anda sadece anne ve babasıyla kalınca şaşırdı tabi. 1 haftadır inanılmaz huysuz ve huzursuz. Gece uykuları da bozuldu gece birkaç defa ağlayarak uyanıyor. Zamanla düzeleceğini umuyorum. Neyse ki artık eve alıştı ilk günler etrafa Nurella gibi bakınıp, ne biçim ev modunda takılıyordu. 
yeni evimizden bir kare 
Biz buraya gelmeden Oben ev bakarken biraz araştırma yaptık Cezayir’in iyi semtlerini araştırdık. Expatların yoğun yaşadığı yerlere, siteler e baktık. Bizim oturduğumuz bölge de sitede böyle. Birkaç tane daha bu tarz site bulunuyordu ama burayı tercih etmemizdeki en büyük neden, etrafının çarşı diyebileceğimiz şekilde çevrelenmiş bir mahallede olması. Esnafın bol olduğu bebek mağazalarının market ve bakkalların olduğu (evet burda bakkallar çok) bir semt olmasıydı. Siteden çıkıp, birkaç km yürümemize imkan olması büyük kolaylık gerçekten. Biz cherega da oturuyoruz. Ve kaldığımız site güvenlikli buraya göre biraz daha lüks sayılabilecek olanaklara sahip ve sadece birkaç ay önce yapımı tamamlandığı için evler yepyeni. Bu da burada çok sık rastlamadığınız bir şey. Arabayla giderken gördüğüm evler, apartmanlar o kadar eski ki, öyle binalarda otursak temizlik ve tesisatla ilgili çok problem yaşayabilirdik.
Çocuğunuz olunca hayata farklı bakmaya başlıyorsunuz. Hatta ev bile gözünüzde farklı bir anlam kazanıyor. Bizde her şeyden önce burada attığımız her adımda Lina’yı düşünerek seçim yapmaya çalıştık. Sitede çocuk bahçesinin olması ve bütün gün evde Oben olmadan kalacağımız için olabildiğince güvenli olması ilk koşullarımızdı.  Şimdilik evimizden gayet memnunuz.
Semt olarak Dely İbrahim, Cherega, Hydra gibi semtler daha nezih ve yabancıların çok olduğu semtler.  Buralarda sokakta kadın olarak yalnız yürüseniz de kimse sizi rahatsız etmiyor. Diğer yerleri henüz görme fırsatım olmadı. Burada 1 haftadır her gün dışarı çıktık. Lina’yı pusetine koyup markete , eczaneye ıvır zıvır almaya her şeyi bahane edip her fırsatta dışarı attık kendimizi. Hiç rahatsız olacağımız bir durum olmadı. Sadece bunu belirtmem lazım yabancı olduğumuz giyimimizden ve tipimizden belli olduğu için büyük ihtimal herkesin bize bakması dışında rahatsız olunacak bir durum olmadı.
balkon manzaramız 
Gelelim diğer konulara, bebek eşyaları konusunda ben tedbirli gelmiştim ama alt açma bezi dışında her şeyi marketlerde bulmak mümkün. Chicco’nun her ürünü her yerde satılıyor, üstelik %30-40 daha ucuz. Bebek mamaları da öyle %40 daha ucuz Türkiye’ye göre.
Sonra Çilek mobilya var. Bebek gereçleri, oyuncakları konusunda da oldukça fazla seçenek var ama oyuncaklar Türkiyeye göre biraz daha pahalı.

Market alışverişi üç aşağı beş yukarı aynı diyeblirim . Şu ana kadar bir tane Fransız pastanesi bulduk. Evin karşısında dışarıdan nispeten diğer yerlere göre daha düzgün gözüküyordu. Croissantları ve macaronları çok lezzetliydi. Bir gün gidip yukarıdaki oturma yerinde oturalım dedik ama tam bir hayal kırıklığı oldu. Burada cafe restoran kültürü hiç gelişmemiş. Düşünün koca şehirde sadece bir tane alışveriş merkezi var. Kapitalizm daha buralara pek uğramamış yani.
Birkaç tane uluslararası otel  var onların restoranları güzel ve şık. Gün geçtikçe yeni bir yer keşfediyoruz yemek içmek anlamında.
 Kısacası sosyal anlamda yapılacak şey çok az. Şehir şaşırtıcı şekilde yemyeşil. Çöl çok iç taraflarda kalıyor. Burası akdeniz ikliminin etkisinde. Geldiğimiz gün dışında hava 20 derece civarındaydı. Ama yağmur da başladı mı birkaç gün sürüyor. Fırtına ve yağmur kışın buradan eksik olmuyormuş.

Bakalım bizi neler bekliyor. Keşfettikçe yazmaya devam :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder