Çocuksuz bir tatile çıkma fikri
sanırım her annenin, bebeği doğduktan sonra aklına düşen ama cesaret edemediği
bir durumdur. Benim için önceleri hayalden ibaretken Lina büyüdükçe birkaç gün
olsun bırakabileceğime, kafa dinleyip dinlenebileceğimize inanmış ve planlar
yapmaya başlamıştım. Lina’nın 1 yaşını bitirdiği yaz tatilinde 3 günlük, bir
kaçamak yapacak, sevgilimle başbaşa sessiz, sakin, bol uykuyla geçen bir deniz
tatili yapacaktık. Her şeyi ayarladık. Otel uçak rezervasyonları, özenle
seçilen lokasyon ve hatta “adult only”, “concept” bir otel… Ve fakat sevgilim o
sırada Cezayir’deydi ve işlerin yoğunluğu nedeniyle son dakika yine iş galip
geldi ve her şey iptal oldu. Benim yaşadığım hayal kırıklığını tahmin edersiniz
sanırım.
Bizim en büyük handikabımız
ailelerimizden uzakta yaşıyor olmamız ve istediğimiz zaman Lina’yı bırakamayacak
oluşumuzdu.


Eğer çocuksuz tatile çıkmayı
istiyorsanız geçmeniz gereken 3 step var.
1. Çocuğunuz
sizsiz kalabilecek mi, sorun çıkartmadan kaç güne kadar durabilecek bunu
düşünmek ve hesaplamak.
Eğer 1. Stepte sıkıntı
görmüyorsanız 2. Ye geçebilirsiniz. Eğer emin değilseniz küçük denemeler
yaparak 1 ay öncesinden alıştırma yapmakta yarar var.
2. Bırakmayı
düşündüğünüz kişi o tarihlerde uygun mu? Hatta bu kişiler, büyük ihtimalle, anane,
dede olacağı için, o kişilere destek yardımcı başka kişiler de varsa onları da
sürece dahil etmek gerekebilir. Örneğin kardeşler, teyzeler vs. Malum çocuklar için ne kadar kalabalık o kadar
iyi. Ne kadar çok insan olursa oyalayacak, sizi o kadar az hatırlayacaklar ve
cümbür cemaat birkaç gün göz açıp kapayıncaya kadar geçip gidecektir.
3. Eğer
ilk 2 step’ide sorunsuz atlatıp tüm ayarlamaları yaptıysanız, geriye en kolay
gibi görünen ama aslında en zor aşama kalıyor. Vicdan ve suçluluk duygusu ile
baş etme :)
Neden bırakıyorum, götürse
miydik, çok özler mi bizi, ya ağlarsa, ya yemezse, ya şöyle ya böyle…
Bu son aşama her annenin mutlaka yaşadığı
ama kimisinin çaktırmadan, kiminin daha şiddetli yaşadığı bir aşama…

Bizim tatilimiz, ilk denemede son
stepe gelemeden iptal olduğu için ben bu aşamaları aylar sonra tekrar yaşadım.
Bu sefer ilkinde yaşadığım hayal
kırıklığının üstüne çok fazla plan yapmadan, her şeyi sevgilime bırakarak (ki bu
çok zordu) geri planda durdum. Gidiş tarihimiz 3 gün önce belli oldu. Ama o
sırada yine Türkiye’de bulunduğum için annemlerde kalıyor olmamız Lina'nın bu süre
zarfında annemde kalmaya alışmasını sağlamıştı. Yoksa çocuksuz tatile son
dakika çıkmak oldukça zor olurdu sanırım. Sonuçta sevgilim bana nereye
gideceğimizi, bile söylemeden İstanbul aktarmalı biletimi yolladı. Havaşa
binmiş hava alanına gidiyordum. Gözlerimdeki yaşları silmeye çalışarak, derin
bir nefes aldım. Elimde bir el çantası, ve kabin boy valizim, yolda oyalamam
gereken bir bücür olamadan, ne yedirsem, nerde uyutsam diye düşünmeden geçecek
olan sorumsuz 4 günü düşündüm. Ve işte o an buna ihtiyacım var dedim. O özgürlük
hissi, o sorumsuzluk anı… O kadar özlemiştim ki o duyguları inanamıyordum
önümdeki 4 günde bunları gerçekten yaşayacağıma. Birkaç arkadaşımla mesajlaştım
o anın heyecanıyla. Hepsi "Annen senden daha iyi bakacaktır Lina'ya ne düşünüyosun ki
keyfini çıkarın" diye yüreklendirdiler beni.
Ve evet düşününce aslında ne
kadar saçmaydı kafa yormak, endişe etmek. Lina güvenilir ellerdeydi. 4 günde de
hiçbir çocuk annesizlikten depresyona girmezdi ya. Girmemeliydi de zaten.
Ben hep çocuksuz gidilen
tatillerin savunucusu olmuşumdur. Bekar veya çocuksuzken bile. Bir çocuğun
anane/babane-dedesiyle vakit geçirmesinin çok önemli olduğunu düşünürüm. Çocukluğumun
en güzel anılarıdır ananem /babanem-dedemle geçirdiğim günler. Gece yatıya kalmalarım,
ananemlerin yazlığına gidip tüm yazı orada geçirmeler. Bunları yaşamalı her
çocuk bence, hayattaysalar tabi.
Ve sonuçta şahane bir Roma tatili
yaptık sıfır sorunla. Bir iki kez anne diye beni sorması dışında hiç sorun
çıkarmamış bir Lina ve kafasını boşaltıp, özgürce gezip tozmuş bir anne baba…
tabi belirtmem lazım Lina o zaman 19 aylıktı.
İkinci anne baba tatilini ise 24
aylıkken yazın yaptık. Yazlıkta Lina’yı bırakıp 4 gün başka bir yere kaçtık. Ancak
bu sefer son gece bir ağlama krizi yaşadık ve gün içinde içine kapanıp, agresif tepkiler
vermeye başlamış Lina. Annemlerden gelen yoğun baskılar sonucu akşamı beklemeden erken
döndük.
Bence dönem dönem çocukların
anneye çok bağlı olduğu ya da biraz daha bağımsız oldukları dönemler oluyor. O dönem
Lina bana çok bağlı bir dönemindeydi sanırım. Hep birlikte yazlıkta 1 hafta
kalmıştık ve bir anda annesinin babasının ikisinin birden onu bırakıp gitmesi,
yazlıktaki monoton geçen zaman hepsi etkili oldu bence. Daha önce Ankara da
bıraktığımızda, her gün için bir aktivite, bir gezi planlamış, hem yorulması,
hem eğlenip, oynayıp bizi hatırlamaması için uğraşmıştık. Bu sefer sanırım
durumu fazla hafife almış olabiliriz.
Üçüncü Anne baba
tatilimizi henüz planlamadık. Yakın zamanda da planlayamayacağız sanırım. Şu aralar
Lina kreşe başladı ve ayrılık korkusu yaşıyor galiba. Bana yapışık. Cesaret edemiyorum
ama yavaş yavaş normale döneceğini ve bizimde yine böyle bir tatili
planlayacağımızı umut ediyorum.
Tüm annelere
şahane tatiller dilerim.