Biz çoktan hafta sonuna
girdik, ya siz? J Burada hafta sonu demek Perşembe, Cuma demek.
2 gündür tatildik yani. O yüzden kocamın
bu boş vaktinden yararlanarak Arabistan maceramı biraz daha genişlettim,
büyüttüm diyebilirim. Çarşamba günleri Oben
1 saat daha erken çıkıyor işten, bizde bunu fırsat bilerek hemen Riyada gittik.
Ama ne gidiş… normalde yarım saat sürmesi gereken yol 1 buçuk saat sürdü. Trafik
burada gerçekten felaket. Ama İstanbul gibi bir felaket değil bahsettiğim,
oldukça yoğun bir trafiğin yanı sıra çok tehlikeli olması aslında. Kimse kurallara uymuyor ve çok hızlı araba kullanıyor. Çok fazla radar
koymuşlar yollara ama aynı bizim Türkler gibi Araplarda birbirine çok
yardımsever… hemen radar haber verme mekanizması çalışmaya başlıyor,herkes
birbirine selektör atıyor, dörtlülerini yakıyor ki aman radara kimse girmesin. Riyada
girmemizle trafik daha da bir kalabalıklaştı. İstanbul trafiğinde taksici ve
dolmuşçuların sürüşü burada herkesin sürüş biçimi dersem belki nasıl bir trafikten
söz ettiğimi anlarsınız J
Önce buranın en ünlü
kitapçısı Jarir Bookstore’a gittik. Aynı zaman da elektronik eşya da satan bir
yer. Orada saatlerimi geçirmek istedim. Aklınıza gelebilecek her konuda ve her hobiye
ait section
olduğunu ve yabancı yayınların bile Arapçadan daha fazla olduğu bir yer düşünün.
Ama ne yazık ki yarım saat ancak durabildik çünkü namaz saati geldiği için
anons yapıldı “kasalarımız kapanmaktadır “ diye ve biz çarçabuk alacağımızı
alıp dışarı çıktık. Aslında her zaman böyle olmadığını Şu aralar namaz saatlerinde
daha sıkı bir politika izlediklerini öğreniyorum. Daha çok yabancıların bulunduğu yerlerde biraz
daha serbestliğe izin veriyorlarmış. Normalde mağazayı kilitleyip içeri kimse
almadan içeridekileri çıkartmadıkları da oluyormuş. Hatta biz yine öyle olacak
ve namaz bitene kadar içeride oyalanır iyice her yere bakarız diye düşünürken
ne yazık ki öyle olmadı L
Buradan çıktıktan sonra
yine keşmekeş bir trafik ve Hayat MALL…
Şunu söylemeliyim ki
burada her şey alışveriş merkezleri. Ne bir meydan ne bir açık hava aktivitesi
yok. Mall’lar dışında da yol boyu büyük mağazalar görüyorsunuz ya da marketler.
Fastfood restoranları… Amerikan kapitalizmi Arapların kemiklerine kadar işlemiş. Amerika da ne varsa burda da
var ne bir eksik ne bir fazla. Mall’ların
içlerinde yemek katında dünya mutfaklarından seçmeler var. Canınız Tai
mutfağımı çekti yada Meksika, yok en iyisi japon yiyelim bugün mü dediniz hepsi
mevcut. Üstelik fiyatları da gayet uygun. Türkiyede ki bir alışveriş
merkezindeki yemek katında karnınızı kaça doyurursanız burda daha büyük
porsiyonları aynı fiyatlara almanız mümkün. Sık sık Türk lokantaları göze
çarpıyor. Özellikle Hatay Antakya mutfağı, kebapçı ve dönerciler…
Bu arada yemek dışında
çocuklar için devasa büyüklükte oyun parkı buz pateni pisti gibi yerler de
yapmışlar. Genelde kadınlar göze çarpıyor ve erkeklerin food courta yalnız
girmesine izin verilmiyor . Girişte bir güvenlik görevlisi yalnız gezen Arap
erkeklerini durdurup yanınızda kadın olmadan giremezsiniz diye geri
çeviriyordu. Genel olarak bakınca kadınlar ve çocuklar göze çarpıyor zaten. Ama
haksız da değiller çünkü öyle bir alışveriş merkezi düşünün ki Ankara’daki Panoranın
7 tanesinin yan yana gelmiş hali tek bir mall. İşte bu kadar büyük bir yerde
aklınıza gelebilecek her tür marka var ve %90’ı kadınlar için. Burada erkekler
beyaz entariden başka bir şey giymiyorlar, onun içinde her şey kadınlara… J Bu noktada kendimi biraz kaybettiğimi kabul
ediyorum. Gözüm döndü diyebilirim. Üstelik fiyatlarda baya uygun. Her neyse bu konuyu geçiyorum ve muttava’lardan ilk
uyarımı yediğimi söylemek istiyorum J
Burada insanları dine
davet etmek, uygunsuz davrananları uyarmak hatta bazen namaz saatinde sokakta
dolaşıyorsan zorla sopayla (erkekleri) camiye kovalamakla görevli ziyadesiyle
çirkin, korkunç, sakallı, gezen adamlar var. Bunlara muttava deniyor. Neyse
biz yemeğimizi yedik mağazalara doğru yollanmışken ben sokakta filan Oben’in
elini tutmuyorum koluna filanda kesinlikle girmiyorum. Ama bazı rahat yerler
var işte mall’ların çoğu bu kategoride oralarda sorun olmuyor diye tam koluna
giriyordum ki bu amcalarla göz göze geldik J Bu arada
başım açıktı. Gelip bana “başını kapatırmısın” demiş arapça ben anlamamış gibi
yapınca el hareketiyle gösterdi. Sonra da tatmin olmadı ve Obene de tembih etti “karının başını kapat”
diyerekten J Neyse sonra başımı kapattım bi daha da açmadım zaten eşarp gibi
örtüyü başıma atmam yeterli oluyor ve en azından bakışlar biraz daha azalıyor
diyebilirim. Bu arada kadın her yerde kadın…
Bunu da söylemeden geçemeyeceğim Zaraya
girdik. Bot deniyordum ki kararsız kalmıştım bir ayağımda bir model öbüründe
başka model bakarken 3 tane çarşaflı peçeli kız gelip bana seçmim
konusunda yardımcı oldular. Onlara da minnettarım… erkeklerle alışveriş çok
sıkıcı J
Bunun dışında muhteşem iç çamaşırları var
hayal gücünü zorluyor desem yeridir kendimi kaybettim. Kışlıklar daha ucuz ve
çok ünlü markaların büyük mağazaları var ve her biri tıklım tıklım. Ancak ve
ancak gelelim en sinir olduğum duruma: Evet söylüyorum deneme kabini yok!!! Hiç
bir mağazada yok arkadaş ya … L bir elbise beğendim satıcı diyor ki alın alışveriş merkezinde bir
yer varmış deneme kabinlerini oraya yapmışlar orda deneyin olmazsa getirin… hey
allahım …
Ve son söz:
Ben şunu anladım ki, burası altın kafes arkadaşlar… batılılar
özelliklede kadınlar için….
imkanlar sonsuz sen yeter ki iste, ama
kafesin sınırları kadar….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder