Translate

15 Şubat 2013 Cuma

Golden Cage For Westerners...



Biz çoktan hafta sonuna girdik, ya siz? J  Burada hafta sonu demek Perşembe, Cuma demek.  2 gündür tatildik yani. O yüzden kocamın bu boş vaktinden yararlanarak Arabistan maceramı biraz daha genişlettim, büyüttüm diyebilirim.  Çarşamba günleri Oben 1 saat daha erken çıkıyor işten, bizde bunu fırsat bilerek hemen Riyada gittik. Ama ne gidiş… normalde yarım saat sürmesi gereken yol 1 buçuk saat sürdü. Trafik burada gerçekten felaket. Ama İstanbul gibi bir felaket değil bahsettiğim, oldukça yoğun bir trafiğin yanı sıra çok tehlikeli olması aslında. Kimse kurallara uymuyor ve çok hızlı araba kullanıyor. Çok fazla radar koymuşlar yollara ama aynı bizim Türkler gibi Araplarda birbirine çok yardımsever… hemen radar haber verme mekanizması çalışmaya başlıyor,herkes birbirine selektör atıyor, dörtlülerini yakıyor ki aman radara kimse girmesin. Riyada girmemizle trafik daha da bir kalabalıklaştı. İstanbul trafiğinde taksici ve dolmuşçuların sürüşü burada herkesin sürüş biçimi dersem belki nasıl bir trafikten söz ettiğimi anlarsınız J
Önce buranın en ünlü kitapçısı Jarir Bookstore’a gittik. Aynı zaman da elektronik eşya da satan bir yer. Orada saatlerimi geçirmek istedim.  Aklınıza gelebilecek her konuda ve her hobiye ait section olduğunu ve yabancı yayınların bile Arapçadan daha fazla olduğu bir yer düşünün. Ama ne yazık ki yarım saat ancak durabildik çünkü namaz saati geldiği için anons yapıldı “kasalarımız kapanmaktadır “ diye ve biz çarçabuk alacağımızı alıp dışarı çıktık. Aslında her zaman böyle olmadığını Şu aralar namaz saatlerinde daha sıkı bir politika izlediklerini öğreniyorum.  Daha çok yabancıların bulunduğu yerlerde biraz daha serbestliğe izin veriyorlarmış. Normalde mağazayı kilitleyip içeri kimse almadan içeridekileri çıkartmadıkları da oluyormuş. Hatta biz yine öyle olacak ve namaz bitene kadar içeride oyalanır iyice her yere bakarız diye düşünürken ne yazık ki öyle olmadı L
Buradan çıktıktan sonra yine keşmekeş bir trafik ve Hayat MALL…
Şunu söylemeliyim ki burada her şey alışveriş merkezleri. Ne bir meydan ne bir açık hava aktivitesi yok. Mall’lar dışında da yol boyu büyük mağazalar görüyorsunuz ya da marketler. Fastfood restoranları… Amerikan kapitalizmi Arapların kemiklerine  kadar işlemiş. Amerika da ne varsa burda da var ne bir eksik ne bir fazla.  Mall’ların içlerinde yemek katında dünya mutfaklarından seçmeler var. Canınız Tai mutfağımı çekti yada Meksika, yok en iyisi japon yiyelim bugün mü dediniz hepsi mevcut. Üstelik fiyatları da gayet uygun. Türkiyede ki bir alışveriş merkezindeki yemek katında karnınızı kaça doyurursanız burda daha büyük porsiyonları aynı fiyatlara almanız mümkün. Sık sık Türk lokantaları göze çarpıyor. Özellikle Hatay Antakya mutfağı, kebapçı ve dönerciler…
Bu arada yemek dışında çocuklar için devasa büyüklükte oyun parkı buz pateni pisti gibi yerler de yapmışlar. Genelde kadınlar göze çarpıyor ve erkeklerin food courta yalnız girmesine izin verilmiyor . Girişte bir güvenlik görevlisi yalnız gezen Arap erkeklerini durdurup yanınızda kadın olmadan giremezsiniz diye geri çeviriyordu. Genel olarak bakınca kadınlar ve çocuklar göze çarpıyor zaten. Ama haksız da değiller çünkü öyle bir alışveriş merkezi düşünün ki Ankara’daki Panoranın 7 tanesinin yan yana gelmiş hali tek bir mall. İşte bu kadar büyük bir yerde aklınıza gelebilecek her tür marka var ve %90’ı kadınlar için. Burada erkekler beyaz entariden başka bir şey giymiyorlar, onun içinde her şey kadınlara… J Bu noktada kendimi biraz kaybettiğimi kabul ediyorum. Gözüm döndü diyebilirim. Üstelik fiyatlarda baya uygun. Her neyse  bu konuyu geçiyorum ve muttava’lardan ilk uyarımı yediğimi söylemek istiyorum J
Burada insanları dine davet etmek, uygunsuz davrananları uyarmak hatta bazen namaz saatinde sokakta dolaşıyorsan zorla sopayla (erkekleri) camiye kovalamakla görevli ziyadesiyle çirkin, korkunç, sakallı, gezen adamlar var. Bunlara muttava deniyor. Neyse biz yemeğimizi yedik mağazalara doğru yollanmışken ben sokakta filan Oben’in elini tutmuyorum koluna filanda kesinlikle girmiyorum. Ama bazı rahat yerler var işte mall’ların çoğu bu kategoride oralarda sorun olmuyor diye tam koluna giriyordum ki bu amcalarla göz göze geldik J Bu arada başım açıktı. Gelip bana “başını kapatırmısın” demiş arapça ben anlamamış gibi yapınca el hareketiyle gösterdi. Sonra da tatmin olmadı  ve Obene de tembih etti “karının başını kapat” diyerekten J Neyse sonra başımı kapattım bi daha da açmadım zaten eşarp gibi örtüyü başıma atmam yeterli oluyor ve en azından bakışlar biraz daha azalıyor diyebilirim. Bu arada kadın her yerde kadın…
Bunu da söylemeden geçemeyeceğim Zaraya girdik. Bot deniyordum ki kararsız kalmıştım bir ayağımda bir model öbüründe başka model bakarken 3 tane çarşaflı peçeli kız gelip bana seçmim konusunda yardımcı oldular. Onlara da minnettarım… erkeklerle alışveriş çok sıkıcı J
Bunun dışında muhteşem iç çamaşırları var hayal gücünü zorluyor desem yeridir kendimi kaybettim. Kışlıklar daha ucuz ve çok ünlü markaların büyük mağazaları var ve her biri tıklım tıklım. Ancak ve ancak gelelim en sinir olduğum duruma: Evet söylüyorum deneme kabini yok!!! Hiç bir mağazada yok arkadaş ya … L bir elbise beğendim satıcı diyor ki alın alışveriş merkezinde bir yer varmış deneme kabinlerini oraya yapmışlar orda deneyin olmazsa getirin… hey allahım …
Ve son söz:  Ben şunu anladım ki, burası altın kafes arkadaşlar… batılılar özelliklede kadınlar için….
imkanlar sonsuz sen yeter ki iste, ama kafesin sınırları kadar….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder