Translate

19 Şubat 2013 Salı

Kadın Olmak ya da Olmamak, İşte Bütün Mesele Bu...


Burada kadın olmak hiç kolay değil evet, bunu herkes kolaylıkla buraya gelmeden bile söyleyebilir. Ama burada yaşarken elinizden alınmış onca özgürlüğün yanında size verilen bir çok ayrıcalık ve kolaylık da sizi şaşırtmaya yetiyor aslında. Burada kadınlar hiçbir iş yapmıyor. Buna ev işleri, çocuk bakımı da dahil. Arap kadınları aynı Arap erkekleri gibi çok tembel. Sanırım bunda biraz coğrafi koşulların da etkisi var ama sadece sıcak yeterli bir sebep olamaz bence. Galiba tembel bir millet demek kısa ama bir o kadar da özetleyici olacaktır. Her ev de Filipinli, Endonezyalı hizmetçiler çalışıyor. Orta halli ailelerin bile 2 tane yardımcısı var. Her kadının kendine ait bir şöförü bulunuyor çünkü bildiğiniz gibi kadınların araba kullanması yasak. Eğer şöför tutacak paran yoksa devlet bir şöför tutuyor. Yeter ki kadın zorda kalmasın J Uygulamalar aslında o kadar ilginç ki bir bakıyorsunuz çok katı bir Şeriat kuralı geçerli ama bunun yanında başka bir uygulama İslama bir o kadar ters. Kadınlar evde pek yemek yapmıyorlar genelde dışardan et alıp yanına pratik bir şeyler hazırlıyorlar. Zaten fast fooda çok meraklılar. Çocuklarının karınlarını genellikle ünlü Amerikan fast food zincirlerinde doyuruyorlar.

Kadınların giremediği veya gidemediği hiçbir yer yok. İşte demin bahsettiğim kolaylıklardan biri de bu. Eğer bir kısıtlama olacaksa erkeğe oluyor. Bazı mağazalar, restoranlar hatta alışveriş merkezleri var onlar sadece kadınlara özel. İçeri erkek alınmıyor. Orada kadınlar rahatça gezip dolaşıyor ve istediği şekilde alıveriş yapıyor. Bu alışveriş merkezleri genelde iç çamaşırı ve abiye satan mağazalar. Bir de “Family Only” yerler var. Özellikle restoranlar ve mağazaların çoğu. Buralara da erkeklerin yanında, kadın olmadan girmesi yasak. Geçen gün böyle bir restorana gittik. Sevgilimin iş arkadaşları ve eşleriyle. Arabayı park edip restorana giriyorsun, Avrupa veya Amerika da bir restorandan farksız dekorasyon, yemekler… Ancak içeri girince kadınlar başını açabiliyor. Hemen bir masa ayarlanıyor, işte farklılık burada ortaya çıkıyor. Masaların etrafını kapatan perdeler var. Yani oturduğunuzda size özel hale geliyor. Perdeler kapandıktan sonra bir tek size servis yapan garson dışında kimseyi görmüyorsunuz. Ve isterse kadınlar üstlerini çıkarabiliyor. Genelde yabancıların tercih ettiği yerler ama Arapları da görmek mümkün.

Evimizin tam karşısında kadınlara özel bir kompleks var. Ama daha gitmeye fırsatım olmadı. 4 riyal verip giriyorsun, içerde ne olduğunu tam öğrenemesem de (kapıdan sordum ama içerdeki kadınlar İngilizce bilmiyorlardı Arapça konuşmakta ısrarcı olunca gidip keşfederek öğrenmenin en iyisi olacağına karar verdim.) muhtemelen yeşil alan, park, yüzme havuzu gibi şeylerin olduğunu düşünüyorum.

Kadınlar çok süslüler ,sadece gözleri gözüküyor ama o gözleri öyle bir boyuyorlar ki  eminim sadece bu şekilde bile Arap erkeklerinin hayallerini süslüyorlardır.

Erkeklerin 2. Kadını almasını da aslında zorlaştırmışlar. Sandığımız kadar kolay değil. Bir kere zengin olmak gerekiyor. Çünkü belli miktar para vermeden 2. Alınmıyor. İkincisi kadının rızası gerekiyor. Kadın onay vermezse yine 2. Yi alamıyor. Bunu duyunca aklıma bizim doğuda güney doğuda yaygın olan kumalık durumu geldi. Zavallı Türk kadını dedim içimden belki çarşafa girmesi zorunlu değil ama hayatını kolaylaştıracak da hiçbir uygulama yok. Ne Hukuksal açıdan ne de gündelik hayatta…

Burada kadınlar hiçbir yerde sıra beklemiyor. Kadın hep öncelikli, kadın iş yapmıyor, eşya taşımıyor, temizlik yapmıyor. Daha bu örnekleri uzatmak mümkün…Örneğin bizim evimizi temizlemeye kadınlar değil Filipinli erkekler geliyor. Tabi ki ben evde yokken yoksa girmiyorlar içeri…

Kadınlar üstlerine kadın gelmesin diye kocalarının parasını yemeye çalışıyor aslında. Deliler gibi alışveriş yapıyorlar. Önceden bahsetmiştim, deneme kabini olmamasına rağmen beğendikleri ne varsa alıyorlar. Ancak bu durum bence psikolojik bir rahatlama amacı taşıyor. Çünkü ne alırsan al, ne giyersen giy, üstündeki çarşaf kadarsın…

Buraya geldiğimden beri çarşaf veya buradaki ismiyle “Abayah” giymenin bazı olumlu yanlarını keşfettim. Hani hep olumsuzu yazacak değilim ya günlük hayatta insan farklı hissedebiliyor. En büyük kolaylığı ne giysem derdini ortadan kaldırması. Biz kadınlar bu konuda oldukça kararsız olabiliyoruz malum. Hava sıcak olduğu için askılı bir t-shirt altına bir siyah tayt giyip hiç düşünmeden dışarı çıkabiliyorum. Bu büyük kolaylık gerçekten. Düşününce burada en lüks restorana bile pijamayla gidebilirsiniz. Şahsen getirdiklerimin yarıdan fazlasını daha giymedim. Ama bu durumun canımı sıkan başka bir yönü var ki o da; güzel, şık bir kıyafet almanın pek bir anlamının olmaması. Burada hep duymuşsunuzdur kadınlar, şık,açık kıyafetlerini evde giyerlermiş diye… bu gerçekten doğru. Çünkü kadının doğası gereği sahip olduğu, kendini gösterme, sergileme, beğenilme ihtiyacını burada tatmin etmesi imkansız. Bunu tatmin etmenin de tek yolu evde eşlerine veya arkadaşlarına göstermek için giyinmekten geçiyor.
İşte buyüzden, dışarda kadınlar birbirlerinin kıyafetlerini süzemedikleri için, çantalarına aşırı özen gösterdiklerini fark ettim. Pahalı, kaliteli çanta oldukça önemli. Kadın milleti işte illa ki gösterecek bir şey buluyor, ne kadar kısıtlarsan kısıtla :)

Bir sonraki yazımda "abayah" giymenin incelikleri, başı kapamanın püf noktaları ve 27 sene açık gezdikten sonra kapalı yaşamak ne hissettirdi?... stay tuned  :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder